Bir Çok Kelimesi Nasıl Yazılır? Edebiyatın Sözcüklerle Dansı Kelimelerin Büyüsüyle Başlamak Bir edebiyatçının dünyasında kelimeler yalnızca anlam taşımaz; onlar duyguların, düşlerin ve insanın içsel yankılarının taşıyıcısıdır. Bir kelimenin yazımı bile, onun dünyadaki yerini, sesini ve anlamını dönüştürür. “Bir çok” mı, yoksa “birçok” mu? Bu küçük fark, yazının ritmini, anlatının estetiğini ve dilin iç tutarlılığını belirleyen büyük bir detaydır. Edebiyatın büyüsü, bu inceliklerde gizlidir. Bir kelime doğru yerde, doğru biçimde durduğunda, bir hikâye nefes alır. Yanlış yazıldığında ise anlam, bir perde ardına gizlenir. Dilin Estetiği ve Doğruluk Arayışı Edebiyat dilinin özü, estetikle doğruluk arasında kurduğu dengede yatar. Birçok kelimesi de bu…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Ön Kabul: “Candida için tek bir kesin test var” diyenlerin sözü kulağa hoş geliyor ama gerçekler çok daha karmaşık: doğru örnek + doğru yöntem + doğru yorum olmadan sonuçlar yanıltır. Candida Hangi Testle Anlaşılır? Semptom Avcılığından Kanıta Dayalı Tanıya Net Başlangıç: “Bir test hepsini çözer” masalı bitmeli Cesurca söyleyelim: Candida’yı saptamak, “bir şerit testine bakıp yolumuza devam etmek” kadar basit değil. Vajinal akıntı ve kaşıntı gibi şikâyetler başka nedenlerle de görülebilir; yalnızca iyi hissetmeye güvenmek de, tek bir test sonucuna teslim olmak da hatalıdır. Vajinal kandidiyaziste doğru yaklaşım, yakınması olan kişiden örnek almak, mikroskopiyle incelemek ve gerektiğinde kültür/NAAT (PCR gibi…
Yorum BırakBir kahve sohbetinde dostlarla derin konulara dalarsınız ya, işte bu yazı da tam öyle bir hikâyeden doğdu… 1 Litre Kan Kaç Kilo? Bir Damlanın Değerini Anlatan Hikâye Bir Hastane Odasında Başlayan Yolculuk Soğuk bir kış sabahıydı. İstanbul’un gri bulutları, hastane penceresinden içeriye ağır ağır süzülüyordu. O sabah, hastanenin yoğun bakım katında iki insanın yolu kesişti: biri çözüm odaklı, planlı ve analitik düşünceleriyle tanınan mühendis Mert, diğeri ise empatisi ve derin sezgileriyle insanlara dokunmayı bilen öğretmen Elif. İkisi de farklı nedenlerle oradaydı. Mert, kardeşinin geçirdiği trafik kazası sonrası acil kan ihtiyacı için kan bağışında bulunmak üzere gelmişti. Elif ise yıllardır düzenli…
Yorum BırakGüm Ne Demek TDK? Ekonomi Perspektifinden Bir İnceleme Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları: Ekonomistin Girişi Ekonominin temel ilkelerinden biri, kaynakların sınırlı, ancak insanların ihtiyaç ve isteklerinin sınırsız olduğudur. Bu temel gerçek, her birey ve toplum için sürekli olarak seçim yapmayı ve bu seçimlerin uzun vadede ne gibi sonuçlar doğuracağını düşünmeyi gerektirir. Ekonomi, tam olarak bu seçimlerin sonuçlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Kaynaklar, zaman, para ve iş gücü gibi sınırlı araçlarla en verimli şekilde nasıl kullanılabilir? Bu sorular, her birey ve hükümet için karar alırken temel alınan kriterlerden sadece birkaçıdır. Peki, bu sınırlı kaynaklar bağlamında “güm” kelimesinin ekonomiyle nasıl bir ilişkisi…
Yorum BırakGöçer Ne Demek Tarih? Ekonomik Perspektiften Bir Analiz Kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada, her karar bir fırsat maliyetini beraberinde getirir. Bir ekonomist için bu, yalnızca bir teori değil; insan davranışlarını, toplumsal yapıları ve tarihsel dönüşümleri anlamanın da anahtarıdır. “Göçer ne demek?” sorusu, yüzeyde tarihsel bir kavram gibi görünse de, aslında ekonomik dinamiklerin en eski örneklerinden birini temsil eder. Çünkü göçerlik, kıt kaynaklara karşı verilen bir adaptasyon cevabıdır. Tarih boyunca göçer toplumlar, doğanın sunduğu kıt imkânlar karşısında hareket kabiliyetini bir stratejiye dönüştürmüşlerdir. Bu nedenle “göçer” kelimesi yalnızca yer değiştiren toplulukları değil, aynı zamanda ekonomik rasyonalitenin erken bir biçimini anlatır: kaynakları en…
Yorum BırakHalide Edip Adıvar’ın Handan Romanı: Kaç Sayfa ve Bilimsel Bir Gözle İncelendiğinde Ne Söyler? Bilimsel Merakla Bir Edebiyat Yolculuğu Edebiyat bazen yalnızca bir hikâye anlatmakla kalmaz; aynı zamanda bir dönemin psikolojisini, sosyolojisini ve insan davranışlarının bilimsel katmanlarını da açığa çıkarır. Halide Edip Adıvar’ın Handan adlı eseri, bu anlamda Türk edebiyatının erken dönem feminist seslerinden biri olarak dikkat çeker. Peki, “Handan kaç sayfa?” sorusunun ötesine geçip bu romanın bilimsel olarak neyi temsil ettiğini hiç düşündünüz mü? Handan Kaç Sayfa? Öncelikle merak edilen teknik detayla başlayalım: Handan romanı baskıya göre değişiklik gösterse de genellikle 160 ila 200 sayfa arasındadır. 1912 yılında yayımlanan…
Yorum BırakGlokom Ne Demek? Edebiyatın Işığında Bir Bakış Kelimenin gücü, yalnızca tanımında değil, çağrıştırdığı imgelerde saklıdır. Bir edebiyatçı için her kelime, varoluşun perde arkasına açılan bir kapıdır. Glokom kelimesi de böyledir: tıbbi bir terimden öte, görmenin ve görmemenin, ışığın ve gölgenin, bilginin ve bilinmezliğin metaforudur. Edebiyat, bu kelimeyi yalnızca göz hastalığıyla sınırlı bırakmaz; onu insanın içsel görme yetisinin, yani hakikati kavrayış biçiminin bir simgesine dönüştürür. Gözün Sislenmesi: Anlamın Kararması Glokom, tıpta göz içi basıncının yükselmesiyle görme sinirini yavaş yavaş yok eden bir rahatsızlıktır. Ama edebiyatın dünyasında bu, insanın gerçeği görememesi, bakışın sislenmesi olarak anlam bulur. Tıpkı Shakespeare’in trajedilerinde karakterlerin hakikati görmelerini…
Yorum Bırak1327 Osmanlı Parası Üzerinde Ne Yazıyor? Bir Hikâyenin Kalbinde Saklı Yazılar Bazı hikâyeler vardır, bir paranın üzerindeki küçücük yazıda saklıdır. Bugün size böyle bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Tarihin tozlu sayfalarından değil, bir insanın kalbinden doğan bir hikâyeyi… 1327 tarihli bir Osmanlı parasıyla başlayan ve insanın geçmişe, sevgiye, kimliğe olan özlemini hatırlatan bir yolculuğu. Bir Antikacıda Başlayan Yolculuk Soğuk bir kış sabahıydı. İstanbul’un Balat sokaklarında, zamanın durduğu bir antikacı dükkânında Hasan eski paraları inceliyordu. Analitik düşünen, her şeyin ardındaki mantığı bulmaya çalışan biriydi. Eline aldığı küçük gümüş paranın kenarında zar zor seçilebilen Arapça harfler dikkatini çekti. Üzerinde “1327” yazıyordu. O an,…
Yorum BırakGlikoz Ne Kadar Olmalı? Psikolojik Bir Perspektif İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog için merak, en güçlü araştırma aracıdır. Peki, günlük yaşamımızı yönlendiren küçük biyolojik değişkenlerin, düşüncelerimizi, duygularımızı ve sosyal ilişkilerimizi nasıl şekillendirdiğini hiç düşündünüz mü? Glikoz, yani kan şekeri düzeyi, yalnızca bedensel sağlığımızı değil; zihinsel keskinliğimizi, duygusal dengemizi ve sosyal etkileşimlerimizi de etkileyen görünmez bir düzenleyicidir. Bu yazıda “Glikoz ne kadar olmalı?” sorusuna, tıbbın ötesinde, psikolojinin derin merceğinden bakacağız. — Bilişsel Psikoloji: Düşünce ve Dikkatin Yakıtı Zihnimiz, yüksek enerjiye ihtiyaç duyan bir organa, yani beyne dayanır. Beyin, vücudun toplam glikoz tüketiminin yaklaşık %20’sini kullanır. Bu da şu gerçeği gösterir:…
Yorum BırakHava Gazı Fabrikası Ne İşe Yarar? Geçmişten Geleceğe Bir Enerji Yolculuğu Bazen eski fabrikaların önünden geçerken aklıma şu soru geliyor: “Bir zamanlar buradan yükselen dumanlar, bugün hangi fikirlerin, hangi teknolojilerin habercisiydi?” İşte Hava Gazı Fabrikaları da tam olarak bu düşünceyi uyandırıyor. Bugün çoğumuz için nostaljik bir kavram gibi dursa da, aslında geleceğe dair vizyoner tartışmaların başlangıç noktası olabilir. Gelin, bu yolculuğa birlikte çıkalım ve hem geçmişe bakalım hem de geleceği hayal edelim. Hava Gazı Fabrikasının Tarihsel Rolü Hava Gazı Fabrikaları, özellikle 19. ve 20. yüzyılda şehirlerin aydınlatılmasında ve ısınmasında kullanılan önemli tesislerdi. Kömürün özel işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen hava gazı,…
Yorum Bırak